top of page
HZ. MUHAMMED’İN SAV PEYGAMBERLİK YÖNÜ
Hz. Muhammed (s.a.v.) de her insan gibi bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Yaklaşık kırk yıl çalışmış, çabalamış, ailesini geçindirmek için ticaret yapmıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke toplumunda yaşıyordu. Ancak o, toplumun içinde bulunduğu şirk, zulüm, haksızlık, içki, kumar vb. kötülüklerden rahatsızdı. Bu sebeple zaman zaman toplumdan uzaklaşmayı tercih ediyordu. 35 yaşından itibaren Mekke yakınlarında bulunan Nur Dağı’ndaki Hira Mağarası’nda yalnız kalmaya başladı. Burada toplumun içinde bulunduğu durumu düşünüyor, Allah’a dua ve ibadet ediyordu. O, 610 yılında, kırk yaşındayken Hira Mağarası’nda vahiy meleği Cebrail’le karşılaştı, Yüce Allah (c.c.) tarafından peygamber olarak görevlendirildi. Dolayısıyla Hz. Muhammed’in (s.a.v.) insani özelliklerinin yanında peygamberlik yönü de vardır. Yüce Rabb’imiz Tevbe suresinde, “And olsun ki size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” buyurarak Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamber olarak gönderildiğini açıkça ifade etmiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) sadece bir millete, bir ülkeye veya sınırlı bir bölgeye değil bütün insanlara peygamber olarak gönderilmiştir. Bu konuyla ilgili bir ayette, “De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah’ın elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur...” buyrulmuştur. Böylece Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberlik görevinin evrensel olduğuna dikkat çekilmiştir.
bottom of page