İslam dininde güzel ahlaka büyük bir önem verilir. Yüce Allah (c.c.) birçok ayette bizlere; büyüklerimize saygılı, dürüst, güvenilir, hoşgörülü ve adaletli kişiler olmamızı öğütler. (1) Sevgili Peygamberimiz de bu konuda bizler için en güzel örnektir. Rabb’imiz bir ayette, “And olsun ki, Resulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (2) buyurarak bu gerçeği ifade etmiştir.

        Hz. Muhammed (s.a.v.) çocukluğundan itibaren içinde yaşadığı toplumda sevilen, saygı duyulan bir insan olmuştur. O, hayatı boyunca kibar, anlayışlı, tatlı dilli, merhametli ve hoş- görülü olmayı ilke edinmiştir. Hiç kimseye kaba, kırıcı davranmamış, kin ve nefretten, kalp kırmaktan özenle kaçınmıştır. Peygamberimiz (s.a.v.) her zaman adil davranmış, emanetleri korumuş, verdiği sözleri tutmuş, çevresindeki insanlarla iyi geçinmiştir. Böylesi üstün özellikleri nedeniyle de Yüce Allah onu övmüştür. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ahlaki özellikleri hakkında, “Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” (3) buyrulmuştur.

       Sevgili Peygamberimiz hem Yüce Allah’ın kendisine verdiği insanları uyarma görevini en iyi şekilde yapmış hem de güzel ahlakıyla bizlere örnek olmuştur. O, bu konuyla ilgili bir hadisinde, “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (4) buyurmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.) bir keresinde yanına gelerek insanın nasıl davranırsa cennete gireceğini soranlara, “Takva (Allah’tan sakınma) ve güzel ahlak.” (5) cevabını vermiştir. O, başka bir hadisinde ise dinimizin ahlaka verdiği önemi vurgulamak için “İslam güzel ahlaktır.” (6) buyurmuştur.   

          Hz. Muhammed (s.a.v.) gereksiz yere konuşmaz, kimsenin dedikodusunu yapmazdı. Verdiği sözleri tutar, tutamayacağı sözler vermekten kaçınırdı. Konuşmalarında herkesin anlayacağı bir dil kullanırdı. Söyledikleri herkes tarafından kolayca anlaşılırdı. Konuşan kimseyi sabır ve saygıyla dinler, sözünü kesmezdi. Onunla konuşan küçük büyük herkes, kendisine değer verildiğini hissederdi. Allah’ın Kutlu Elçisi, aile fertleri başta olmak üzere çevresindeki herkesle iyi geçinirdi. Komşularına karşı son derece saygılı davranır, onların haklarını korurdu. Çevresindekilere de bu konuda öğütler verirdi. Örneğin Peygamberimizin bu konuyla ilgili bir hadisi şöyledir: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin veya sussun.”

         Allah Resulü (s.a.v.) sade ve temiz giyinir, dişlerini düzenli olarak fırçalardı. Düzenli olarak banyo yapar, saç, sakal ve tırnak bakımına özen gösterirdi. Çevresindeki kişilerin görüşlerine değer verir, arkadaşlarıyla istişareler yapardı. Hayatı boyunca pek çok sıkıntı ve güçlükle kar- şılaşmış ancak hiçbir zaman yılgınlık göstermemiştir. O, inançlı, kararlı ve sabırlı bir şekilde güçlüklerin üstesinden gelmiştir. Bütün bunlar Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güçlü bir karaktere ve üstün ahlaki özelliklere sahip olduğunu ortaya koymaktadır.

        Esasen Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ahlaki özelliklerinin kaynağı, Allah kelamı Kur’an’dır. Hz. Ayşe, kendisine gelerek Hz. Peygamberin ahlakı nasıldı diye soranlara, “Siz hiç Kur’an okumuyor musunuz? Onun (Allah Resulünün) ahlakı Kur’an’dan ibaretti.” (1) cevabını vererek bu gerçeğe işaret etmiştir. Sevgili Peygamberimiz de bir hadisinde, “Beni Rabb’im terbiye etti ve terbiyemi pek de güzel yaptı.” (2) buyurarak aynı gerçeği vurgulamıştır.